INGILIZCE PHRASAL VERBS – ÖBEKSI FIILLER – TÜRKÇE KONU ANLATIMI

Phrasal verbs are part of a large group of verbs called “multi-word verbs”. Phrasal verbs and other multi-word verbs are an important part of the English language.

Multi-word verbs, including phrasal verbs, are very common, especially in spoken English. A multi-word verb is a verb like “pick up”, “turn on” or “get on with”. For convenience, many people refer to all multi-word verbs as phrasal verbs.

These verbs consist of a “basic verb + another word or words”. The other word(s) can be prepositions and/or adverbs. The two or three words that make up multi-word verbs form a short “phrase” – which is why these verbs are often all called “phrasal verbs”.

The important thing to remember is that a multi-word verb is still a verb. “Get” is a verb, “get up”, is also a verb,but a different verb. “Get” and “get up” are two different verbs. They do not have the same meaning. So you should treat each multi-word verb as a separate verb, and learn it like any other verb.

(Öbeksi fiiller “multi-word verbs” (çoklu-kelimeli fiiller) denilen geniş fiiller grubunun bir parçasıdırlar. Öbeksi fiiller ve başka çoklu-kelimeli fiiller İngiliz dilinin önemli bir parçasını teşkil ederler.

Çoklu-kelimeli fiiller, öbeksi fiiller dahil, özellikle konuşulan İngilizcede çok yaygındırlar.Bir çoklu-kelimeli fiil, “pick up”, “turn on” veya “get on with” gibi bir fiildir.Kolaylık olması açısından, bir çok kişi tüm çoklu-kelimeli fiilleri öbeksi fiiller olarak tanımlar.

Bu fiiller bir “temel fiil + bir başka kelime veya kelimelerden” oluşur.Başka kelime(ler) edatlar ve/veya zarflar olabilirler.Çoklu-kelimeli fiilleri oluşturan iki veya üç kelime, kısa bir “dizilimi” meydana getirirler – bunun içindir ki bu fiillere “öbeksi fiiller” (phrasal verbs) denir.

Hatırlanması önemli olan şey, bir çoklu-kelimeli fiillin hala bir fiil olduğu olgusudur.”Get” bir fiildir.”Get up” da bir fiildir, başka bir fiil.”Get” ve “get up” iki farklı fiillerdir.Onlar aynı anlamı içermiyorlar.Bundan dolayı her çoklu-kelimeli fiili ayrı birer fiil olarak göz önünde bulundurmalı, ve onları her hangi başka bir fiil gibi öğrenmelisiniz.)

NB: Phrasal verbs are usually used informally in everyday speech as opposed to the more formal Latinate verbs, such as “to get together” rather than “to congregate”, “to put off” rather than “to postpone”, or “to get out” rather than “to exit”. They should be avoided in academic writing.
(NOT: Öbeksi fiiller genellikle günlük konuşmada, daha resmi olan Latince kökenli fiillerin yerine, gayri resmi şekilde kullanılır.”To congregate” yerine “to get together” , “to postpone” yerine “to put off”, veya “to exit” yerine daha çok “to get out” gibi. Akademik yazımda kullanımlarından kaçınılmalıdır.)

Examples (Örnekler):
move in = to move all your possessions into a place and start living there
(move in = bütün sahip olduğunuz şeyleri bir yere taşımak ve orada yaşamaya başlamak.)

Lara moved in to her new apartment last week.
(Lara geçen hafta yeni apartman dairesine taşındı)

get on with = have a good relationship with
(get on with = o kişi(ler) ile iyi bir ilişkiye sahip olmak.)

I get on well with my sisters.
(Ben kız kardeşlerim ile iyi geçiniyorum)

sit down = to sit on something
(sit down = bir şeyin üstünde oturmak.)

Please sit down and make yourself comfortable.
(Lütfen oturun ve rahat olun)

put up with = tolerate
(put up with = tolere etmek.)

I don’t know how you put up with your annoying neighbours.
(Rahatsız edici komşularını nasıl tolere edebildiğini anlamıyorum)

go away = go somewhere else to stay for a while
(go away = orada bir süre kalmak için başka bir yere gitmek.)

We’re going away to Brighton this weekend.
(Bu hafta orada bir süre kalmak için Brighton’a gideceğiz.)

give up = stop doing something
(give up = bir şeyi yapmayı bırakmak.)

I gave up smoking last year.
(Geçen sene sigara içmeyi bıraktım)

turn up = arrive
(turn up = varmak)

Four thousand people turned up for the protest.
(Dörtbin kişi protesto için ortaya çıktı)

go on = continue
(go on = devam etmek)

I’ll go on studying until I’m a professor.
(Profesör olana kadar okumaya devam edeceğim)

take off = remove clothes/ leave the ground
(take off = elbiseleri çıkarmak / yerden havalanmak)

When she got home, she took off her coat and shoes. / The plane takes off at 2pm.
(Eve geldiğinde, palto ve ayakkabılarını çıkardı / Uçak saat 14:00’de kalkacak)

go back = return
(go back = geri dönmek.)

When I finish my university studies, I’ll go back to my home town.
(Üniversite çalışmalarımı bitirdiğim vakit, memleketime döneceğim)

CALL US NOW

+90 530 229 12 05

İngilizce Pratik Yap!